-
1 bir
bir ein; Eins f; Artikel ein, eine; einzig (z.B. Gott); (nicht verschieden) gleich; gemeinsam (z.B. Kasse); nur allein ich, du; ein Mal; adv einmal; mal;bir ağızdan im Chor singen;bir araba eine Fuhre; fig eine Menge;bir araya zusammen;bir araya gelmek zusammenkommen;bir aşağı bir yukarı dolaşmak hin- und herspazieren;bir bakıma bei näherem Hinsehen;bir bir einer nach dem Anderen; eins nach dem Anderen;bir daha noch (ein)mal;bir de und auch; noch dazu; und da …; nun; mal nachsehen usw;bir derece (oder dereceye kadar) bis zu einem (gewissen) Grad;-i bir etmek vereinen; vereinheitlichen;bir gelmek sich ausgleichen;bir gün eines Tages;-e bir hal olmak einen Unfall haben; nicht geheuer zumute sein D; sich seltsam aufführen;bir hoş seltsam, merkwürdig;bir içim su Mädchen bildhübsch;bir iki einige; ein- zweimal;bir iki derken im Handumdrehen;bir iyi(ce) gehörig, ordentlich;1 Nisan şakası Aprilscherz m;1 Mayıs Tag m der Arbeit;bir nice eine ganze Menge;bir numaralı Nummer eins, hervorragend;bir o kadar noch einmal so viel;bir örnek uniform, unisex; einheitlich;bir şeyler, bir şeyler und so weiter, und so weiter;bir türlü ein und derselbe;bir türlü olmuyor es klappt einfach nicht;yapsam bir türlü, yapmasam bir türlü ob ich es tue oder lasse, habe ich Nachteile;bir vakit damals; (der)einst;bir varmış bir yokmuş Märchen es war einmal;bir yastığa baş koymak Mann und Frau sein;bir yerde irgendwo, gewissermassen;bir yere getirmek ansammeln, konzentrieren;bire bin katmak maßlos übertreiben;günün birinde eines schönen Tages;bir tuhaf bakıyor er sieht so seltsam herüber;gitmesiyle gelmesi bir oldu kaum war sie gegangen, als sie wieder kam -
2 üç
остриё (с)* * *üçümüz — тро́е из нас, мы втроём
üç saat — три часа́ ( отрезок времени)
saat üçte — в три часа́ (утра, дня)
••- üç aşağı beş yukarı anlaştık sayılır[iş] üç nalla bir ata kaldı — погов. хому́т купи́ли, де́ло за ло́шадью
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- üçe beşe bakmamak
- üç buçuk atmak
- üç günlük ömür
- üç otuzunda -
3 прохаживаться
несов.; сов. - пройти́сьgezinmek; bir aşağı bir yukarı dolaşmak, beş aşağı beş yukarı gezmek ( ходить взад и вперед) -
4 auf
1. präp (D) üstünde, üzerinde;auf dem Tisch masa(nın) üstünde;auf einer Party bir eğlentide;auf Seite 10 sayfa 10’da2. präp (A) räumlich üstüne, üzerine;auf den Tisch masa(nın) üstüne;auf eine Party gehen bir eğlentiye gitmek;geh auf dein Zimmer! odana çekil!;fig auf Besuch kommen görmeye/ziyarete gelmek;auf Reisen gehen yolculuğa çıkmak;zeitlich auf ein paar Tage birkaç günlüğüne;es geht auf 9 (Uhr) (saat) 9’a geliyor;fam auf eine Tasse Kaffee kahveye, kahve içmeye;auf morgen verschieben yarına ertelemek;fam auf bald! yakında görüşmek üzere!;auf diese Weise böylece;auf Deutsch Almanca (olarak);auf meine Bitte (hin) ricam üzerine;von 80 Tonnen auf 100 erhöhen 80 tondan 100’e çıkarmak;auf die Sekunde genau saniyesi saniyesine (tam/kesin)3. adv: auf und ab gehen bir aşağı bir yukarı dolaşmak;ich war die ganze Nacht auf bütün gece uyumadım;Augen auf! aç gözünü!4. int fam auf (gehts)! haydi! -
5 ходить
yürümek; gezmek,dolaşmak; işlemek; giymek,takmak* * *1) врз gitmek; yürümek; gezmek; dolaşmak; devam etmek; (ziyaretine) gitmekребёнок ра́но на́чал ходи́ть — çocuk erken yürüdü
малы́ш то́лько у́чится ходи́ть — bebek emekliyor / sıralıyor
больно́й на́чал ходи́ть — hasta gezmeye başladı
ходи́ть пешко́м — yürümek
ходи́ть по́ лесу — ormanı dolaşmak
ходи́ть из угла́ в у́гол — köşeden köşeye gidip gelmek
наверху́ кто́-то хо́дит — yukarıda biri geziyor
ходи́ть вокру́г чего-л. — bir şeyin çevresinde dolanmak
ходи́ть на охо́ту — ava gitmek / çıkmak
ходи́ть по магази́нам — çarşı pazar dolaşmak
ходи́ть в шко́лу — okula gitmek / devam etmek
ходи́ть на ле́кции — konferanslara devam etmek / gitmek
ходи́ть в теа́тр — tiyatroya gitmek
ходи́ть по музе́ям — müzeleri dolaşmak
раз в неде́лю он хо́дит к врачу́ — haftada bir doktora gidiyor
ходи́ть в го́сти — konuk / misafir gitmek
он бо́льше к нам не хо́дит — bize gelmez / uğramaz oldu
2) ( о транспорте) işlemekтуда́ хо́дит авто́бус? — oraya otobüs işler mi?
авто́бус хо́дит туда́ три ра́за в день — otobüs oraya günde üç posta yapar
3) ( о часах) işlemek4) (в чем-л.) giymek; gezmek, dolaşmak; takmakходи́ть в пальто́ — palto giymek
ходи́ть без пальто́ — paltosuz gezmek
ходи́ть в чёрном — karalar giymek
ходи́ть в очка́х — gözlük takmak
здесь в ве́рхней оде́жде не хо́дят — burada palto ile dolaşılmaz
5) ( в игре) oynamak; oynatmak; hamle yapmak шахм.ходи́ть с да́мы — kızı oynamak
ходи́ть королём — şahı oynatmak
конь так не хо́дит — at böyle yürümez
вам ходи́ть — hamle sırası sizde (в шахматах, шашках); el sizde ( в картах)
6) разг. ( быть в обращении) geçmekэ́ти де́ньги уже́ не хо́дят — bu para artık geçmiyor
э́ти де́ньги в их стране́ не хо́дят — bu para onların ülkesinde geçersizdir
7) разг. olmak,...lık etmek / yapmakс утра́ хожу́ голо́дный — sabahtan beri aç duruyorum
когда́ он ходи́л в председа́телях... — başkanlık ettiği sıralarda...
8) bakmakходи́ть за больны́м — hastaya bakmak
ходи́ть за ребёнком — çocuğa bakmak
••э́та дета́ль станка́ хо́дит вверх-вниз — tezgahın bu parçası bir yukarı bir aşağı gider gelir
-
6 gezinmek
vi1) schlendern; ( dolaşmak) bummelnbir aşağı bir yukarı \gezinmek auf und ab schlendernparkta \gezinmek durch den Park schlendern -
7 flanieren
flanieren* [fla'ni:rən]vi haben o sein piyasa etmek; ( bummeln) gezinmek, dolaşmak; ( auf und ab schlendern) bir aşağı bir yukarı gezinmek, volta atmak [o vurmak] -
8 взад
разг.ходи́ть взад и вперёд — bir aşağı yukarı bir dolaşmak
См. также в других словарях:
üç aşağı beş yukarı dolaşmak — kararsızlık içinde, düşünerek, bir karara varmaya çalışarak gezinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
volta vurmak — den. 1) gemi zikzak yapmak 2) argo bir aşağı bir yukarı dolaşmak Onu, odamın penceresinden, her sabah kahvaltıdan önce, verandada bir aşağı bir yukarı volta vururken görürdüm. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üç — is. 1) İkiden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 3, III rakamlarının adı 3) sf. İkiden bir artık Birleşik Sözler üç adım üçayak üç aylar üç aylık üç başlı üç beş … Çağatay Osmanlı Sözlük
volta atmak — argo bir aşağı bir yukarı dolaşmak Çaylarını içtikten sonra Şifa ile Moda arasında üç aşağı beş yukarı volta atmak üzere davranırlar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük